AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve KKTC´nin bundan sonra BM Genel Sekreteri Kofi Annan´a yapıcı destek vermeye devam edeceğini bildirdi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen haftanın yoğun bir gündem ve hayırlı haberlerle geçtiğini bildirerek, ´´uzun zamandır hem Türkiye olarak bizim, hem de Sayın Denktaş ve KKTC Hükümeti´nin sürdürdüğü hazırlıklar meyvesini verdi veNew York´ta gerçekleştirilen müzakerelerde bir uzlaşma zemini yakalandı´´ diye konuştu. Başbakan Erdoğan, gelinin noktanın Türkiye´nin ve KKTC´nin önünde yeni ve hayırlı ufuklar açtığına inandığını ifade etti. Türkiye ve KKTC´nin bundan sonra da BM Genel Sekreteri Annan´a yapıcı destek vermeye devam edeceğini bildiren Erdoğan, Ada´da kalıcı bir barışın inşası için her iki tarafı da tatmin eden bir çözümün eldeedilmesinin temel hedef olması gerektiğini vurguladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York müzakerelerinde Türk tarafının dünya kamuoyunun hayranlığını kazanan bir diplomasi performansı ortaya koyduğunu belirterek, ´´bu büyük gelişmenin Türk diplomasisinin
altın sayfaları arasına yazılacağına bütün samimiyetimle inanıyorum´´ dedi.
Erdoğan partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusundaki gelişmeleri değerlendirdi. Uzun zamandır hem Türkiye hem de KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Dentaş veKKTC hükümetinin sürdürdüğü hazırlıkların meyvesini verdiğini ve New York´ta gerçekleştirilen müzakerelerdebir uzlaşma zemini yakalandığını anlatan Erdoğan şunları söyledi:
´´İnşallah New York´ta atılan tarihi adımla birlikte, Ada´da adil ve kalıcı çözümü gerçekleştirecek süreç de başlamış olacaktır. Gelinen bu noktanın Türkiye ve KKTC´nin önünde yeni ve hayırlı ufuklar açacağına inanıyoruz. Tabii ki, 10 Şubat tarihinden itibaren gerçekçi ve dikkatli yönetilmesi gereken yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. Bu sürecin henüz başında olduğumuzun ve önümüzde ilgili bütün tarafları bekleyen bir müzakere trafiğinin bulunduğunun bilinci içindeyiz. New York zirvesine nasıl büyük bir dikkat ve titizlikle hazırlandıysak önümüzdeki müzakere süreci için de çalışmalarımızı aynıhassasiyetle sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Her zaman söylediğimiz gibi, Kıbrıs bizim milli bir davamızdır ve bu gerçeğin gerektirdiği azami dikkati gösteriyoruz.´´
New York müzakerelerinde Türk tarafının dünya kamuoyunun hayranlığını kazanan bir diplomasi performansı ortaya koyduğunu anlatan Erdoğan, başarılı performansın ortaya konulmasında gerek devletin bütün kurumlarının gerekse KKTC Cumhurbaşkanı ve hükümetinin ortak kararlılık ve anlayışla hareket etmesinin büyük rolü olduğunu söyledi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, KKTC Cumhurbaşkanı Raufdenkteş, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, KKTC Hükümeti, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Müsteşar Uğur Ziyal ve Dışişleri Bakanlığı mensuplarına teşekkür etti.
Kıbrıs görüşmelerinde hassasiyet gösteren Türk medyasına da teşekkür eden Başbakan Erdoğan, bundan sonra da aynı hassasiyeti beklediğini ifade etti. Erdoğan, tarafların 22 Mart tarihine kadar Annan Planı üzerinde müzakere yapmayı taahhüt ettiğini hatırlatarak, müzakerelerin 19 Şubat´ta Kıbrıs´ta başlayacağını hatırlattı. 22 Mart´a kadar anlaşılamayan noktaların kalması halinde BM Genel Sekreteri Annan´ın tarafları, garantör ülke ve anavatanlar Türkiye ile Yunanistan´ı uzlaşı arayışı içinde biraraya getireceğini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
´´29 Mart tarihine kadar hala çözülmemiş konu kalması halinde BM genel Sekreteri Annan kendi yetkisini kullanarak metni finale kavuşturacak, metin her iki tarafta 21 Nisan´da ayrı ayrı referandumlaiki halkın onayına sunulacak. 1 Mayıs´a kadar anlaşmayı hedefleyen bu yöntem üzerinde mutabık kalınan, uzlaşılan, Annan´ın talebi üzerine Türk tarafınca geliştirilmiş bir mekanizmadır. Türkiye ve KKTC bundan sonra da Genel Sekretere yapıcı desteğini vermeye devam edecektir. Ada´da kalıcı bir barışın inşası için her ikitarafı da tatmin eden bir çözümün elde edilmesi temel hedef olmalıdır. Tam bu noktada uluslararası camiadan beklentimiz, özellikle New York´ta son olarak yaşananları da dikkate alarak Rum-Yunan tarafını daha yapıcı olmaya teşvik etmek ve Kıbrıs Türk tarafının yapıcı adımlarını desteklemektir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelecek zamanlarında önemi çok daha iyi anlaşılacak olan bu büyük gelişmenin Türk diplomasisinin altın sayfaları arasına yazılacağına bütün samimiyetimle inanıyorum.Onun için yapılanları (zafer) diye konuşmak yersizdir. Henüz sonuçlanmış olmasa da Kıbrıs Türk tarafının düne göre bugün çok daha iyi bir noktada olduğu ve elini bundan önce hiç olmadığı kadar güçlendirdiği aşikardır. Müzakereler öncesinde söylediğimiz gibiTürk tarafı olarakmasada hep bir adım önde olma stratejimizi başarıyla uyguladık. Bu aynı zamanda bir iyiniyet gösterisidir. Bu da lafla olmaz, uygulama ile olur. Bu noktanın Türk diplomasisi için ufuk açıcı ve heyecan kazandırıcı bir deneyim olduğunu sanıyorum.´´